Tur Hareket Noktaları;

07:00 Tekirdağ Sahil Özcanlar Köfte Önü
07.00 Çerkezköy Ticaret Odası Önü
08:00 Çorlu Kız Meslek Lisesi arkası (Vatan Computer Karşısı) ve Orion Avm Önü
08:30 Silivri Kipa Karşısı Durak Büfe

TEKİRDAĞ - EMİRGAN KORUSU - LALE BAHÇELERİ - PEMBE KÖŞK - SARI KÖŞK - BEYAZ KÖŞK - ORTAKÖY - EYÜPSULTAN - PİERRE LOTİ - TEKİRDAĞ

 Gezimize misafirlerimizle buluşma ile başlıyoruz. Silivri'yi takiben kısa bir yolculuğun ardından Emirgan korusuna varıyoruz. Koru İstanbul’un Sarıyer ilçesinde sınırlarında olup, içinde Dünyaca ünlü bitkiler bulunan bu koruluk bu haliyle doğal bir mirastır. Aynı zamanda korunun tarihi bir miras olduğu da bilinmektedir. İçinde üç adet köşk bulunan koru, İran ve Mısır’lı yöneticilere hediye edilmiş bir Osmanlı mülküdür. Emirgan Korusu’nun İstanbul turizmine sağladığı katkılar arasında kuşkusuz Lale Festivali de sayılmalıdır. 2006 yılından başlayarak her yıl düzenlenen festivalde binlerce lale sergilenmekte, lale türleriyle ilgili çeşitli araştırmalar kamuoyuna duyurulmakta, pek çok akademisyen ve estetik meraklısının ilgisi çekilmektedir. Festival lale türlerine ilgi duyan pek çok kişi tarafında ilgiyle takip edilmektedir. Buradaki serbest zamanımızın ardından Emirgan’dan ayrılıp Ortaköy semtine geçiyoruz. Rumeli Hisarı, Bebek Sahili, Yalılar, Arnavutköy İskelesi, Kurçeşme Limanı gibi yapıların da olduğu, Ortaköy Çarşısının içindeki entel pazarından hediyelik eşya dükkanları,kafeleri ve restorantlarıyla günün her saati canlı olan Ortaköy'de serbest zaman veriyoruz. Ortaköy’ün son yıllarda kazandığı renkli, hareketli, modern yüzüyle birlikte moda olmuş ve bu yüzden de adeta bu semtle özdeşleşmiş bir yiyecektir kumpir ve Ortaköy’de sadece buraya özgü özel bir lezzete kavuşur. İnsan Ortaköy’de kumpir yerken yepyeni ve bambaşka bir yiyecek yediği ve üstelik bunu yaparken de bulunduğu yerin usulüne en uygun biçimde davrandığı duygusuna kapılır. Ortamın genel manzarası, elinize kumpirinizi alıp oturduğunuz bank, karşınızdaki tarihi çeşme, eski iskele binası, arkasındaki köprünün ihtişamından asla ezilmeyen caminin silueti ile kumpirlerimizin tadını çıkartabiliriz. Dileyen misafirlerimiz burada meşhur Ortaköy kumpirini tadabilir ve öğlen yemeği yiyebilir. Daha sonra Haliç kıyısında yer alan Eyüp Sultan semtine geçiyoruz. Kabataş Erkek Lisesi, Galatasaray Üniversitesi, Çırağan Sarayı, Deniz Müzesi, Beşiktaş İskelesi, Dolmabahçe Sarayı gibi panoramik olarak görceğizmiz yapılar arasındadır. Eyüp Sultan Camii ve Türbesi'nde dileyen misafirlerimizle camii ve türbes ziyareti yapabiliriz. Hz. Peygamber’in Medine’ye hicret ettiği zaman kendisini evinde misafir eden ve vahiy katipliğini de yapan Halid b.Zeyd (Ebu Eyyub el-Ensari)’in kabrinin burada bulunması, türbe ve çevresini kutsal bir yer haline getirmiştir. Türbeden sonra buraya Eyüp Sultan Camii de yapılmıştır. Eyüp Sultan Camii ilk olarak Fatih Sultan Mehmet’in emriyle 1458 yılında yapılmış ancak bu cami 1766 yılında meydana gelen büyük depremde hasar görerek kullanılamaz hale gelmiş. Günümüzdeki cami ise Sultan III.Selim tarafından 1800 yılında yaptırılmıştır. Dileyen misafirler akşam kahvesini Pierre Lotiye teleferik ile çıkarak içebilirler.(Teleferik ekstra ücretlidir.) Tepe adını, 1876 yılında İstanbul'a gelerek buraya yerleşen ve sık sık bu tepedeki bir kıraathaneye gelmesiyle tanınan Fransız roman yazarı ve doğu bilimci Julien Viaud'dan almıştır. Burada vereceğimiz serbest zamanın ardından Tekirdağ’a dönmek üzere dönüşe geçiyoruz. Misafirlerimizi bir başka gezide görüşmek üzere, aldığımız noktalara bırakıyoruz.